28 Kasım 2008 Cuma

BİR YASTIKTA


http://biryastikta.blogspot.com/


sevgili GeCe nin önerisi ve fikri ile başlayan biryastıkta ; evlilik heyecanı yaşayan ve hayatına renk getirmek isteyenlerin sitesi...umarım beğenilecek ve yorumlarınızla , fikirlerinizle ,bizlere destek olacaksınız...

HAYATIMIZA GİREN SÜPRİZ


Paşamın doğduğundan beri sürekli yanında olan olan komşu annemiz var. Her derdine koşar ve paşam onun için evlat özlemini gidermekteydi...


Dile kolay 17 yıllık evliliğinde bebeği olmamıştı ve en sonunda 9 ay kadar önce evlat edindirme yurduna yazılana kadar... 9 ay sürecinde bekleyiş heyecanı ve telaşeler daha yaz mevsimini bulacağa benziyordu...


Ta ki ; pazartesi gelen süpriz haberle şaşkınlık bizide sardı yurda çağırıldılar ve evrak işlerini hallettiler ve nihayetinde dün uzun zamandır beklediğimiz MELEK aramıza katıldı...


Bu bekleme sürecinde; paşaya komşu annesinin hamile olduğunu söylemiştik çünkü ona bebeğin yurttan alınacağını söyleyemezdim...ama bir durum vardı ve annemiz 10 aylık bebeği seçmişti çünkü onu çok sevmişti... paşam okuldayken; gelen melek çok sevimli çok tatlı 4 dişi olan erkek akıllı bir bıdık tı:)))


ve okul çıkış saati geldi paşam merakla bebeği görmek için sabırsızlanıyordu yalnız bir durum vardı bebek büyüktü.... ona durumu izah etmek zorundaydım ama nasıl söyleyecektim ve kardeşim GECE ye de durumu danıştım oda benim fikrimdeydi söylemeliydim...okula gittiğimde paşama sana süprizim var bebiş geldi dedim. Sevinçten havalara uçtu ama sana bir şey anlatıcam dedim ve durumu izah ettim peki annesi babası nerdeydi ? bunu sormasını bekliyordum tabiki; onların şu anda olmadıklarını nerde oldukları bilinmediğini açıkladım...ama önemli olanın komşu annenin onu istemesi ve herşeyini karşılama isteği , ona ihtiyacı olduğunu tıpkı bizim sana baktığımız gibi onlarında ona bakacağını anlattım.:))) paşa ne kadarda akıllı bir çocuk ve oğlumun olgunluğundan bir kez daha gurur duydum çünkü anladığını söyledi sabırsızlıkla eve gitmek için yola koyulduk...yolda ona vereceklerimizi konuştuk abi olmanın verdiği durum bakıyorum da onu bir hayli değiştirdi . Yoksa paşam gerçekten büyüyormuydu ? Bebişi görünce bayıldı ona eve gitmek istemedi yaramaz velet de paşaya bayıldı tepesinden inmedi. Çok güzel bir tablo Allah ona hayırlı uzun ömürler versin Allah her yolunu açık etsin,bende onun komşu annesi olmaktan gururluyum ve heran yanındayım bir ayağım orda eve gelemiyorum eve geldiğim an özlem sarıyor beni , bugun okula giden paşamı almaya gittim. Anne allaha dua etiim akşam çabucak olsun diye dedi. Bebeği çok özledim...:))) okuldan gelince doğru bebişe gittik


ama uyuyordu uyanmasını zor bekledik uyanınca bol bol oynadılar... Allah herkesin gönlüne göre versin...

25 Kasım 2008 Salı

KENDİM ALDIM...


Gün geçti ve ben daha yeni oturabildim pc başına...Kaç saattir bekliyorum sıra bana gelsin de kendime etiğim hediyeyi blogumla paylaşayım diye...Bugün öğretmenler günü olması ve bir gariplik edasıyla kendimi ödüllendirmek istedim. Ben öğretmen değilim tabi ama 1.sınıf a giden paşanın dersleriyle uğraşıyorum. Derslerle ilgisi olmayan paşaya yazmasını , okumasını ,kalem tutmasını bilmesine rağmen inatla kalemi yanlış tutması beni çileden çıkartıyor...Her derse oturuşta mutlaka tuvaleti gelir ,su içmek ister ,bir yerlere bakmak ,kalem açmak , kalemi yere atmak vs. yine hafta sonu geldiğinde ; cuma günü dersini yapmadı. cumartesi yapmak istemedi ve pazar günü ne kaldı...:)))

Pazar gününe bıraktık ve derse başlayalım yine aynı bahaneler .:((((

Neyse başladık okuyoruz ve yazıyoruz ...Oğlum bu ne ;'' KEK'' hecesi okunacak ..

Cevap: BÖREK dedi yok daha neler bu poğoca dedim...:(((

vs. çileden çıkmaya başlıyorum uzun zaman oldu çıkmayalı ; benim rahatlığımdan, sakinliğimden faydalanan paşa keyfi yerinde ; benimle dalga geçercesine dersine devam etmeye başladı; en sonunda ben patladım...

Oğlum bak; benim sabrım taşıyor 1.

Beni sinir edeceğine; dersini yap 2.

Artık dersinle hiç ilgilenmicem; bakalım napıcan 3. dediimmm ay demez olaydım:(((

ANNE...

Ben bu dersleri hiç bilmiyorum; öğrencez herhalde 1.

Sende beni sinir etme 2.

Paniğini arttırma gene 3.

Yine beni şaşırttı; paniğini arttırma demesiyle kendime geldim ve sakinleşip bir şekilde dersleri yaptık...

Ama ben yorgunluktan; bitap düştüm ve bugün düşündümde bir eğitmen olarak kendime bu çiçekleri alıp hediye ettim...

BİR BAŞIMA KENDİM ALDIM , KENDİM BEĞENDİM GİRMESİNLER HAVAYA..:))))
ÇOK BİR ŞEY DEĞİLDİ AMA ÖNEMLİ OLAN İNSANIN;KENDİSİNE ÖDÜL VERMESİ... DEĞER VERMESİ AYRI BİR KEYİFTİ.))))



23 Kasım 2008 Pazar

FİDANCIK



Bir fidancık varmış ,
Rüzgardan savrulur korkarmış ,
Yağmur ona rahmet sunarken ,
Güneş gülümser bakarmış .

Korkular cesaretlendirirken ,
Sevgi onu dinlendirirmiş ,
Gülümseyişiyle tertemiz ,
Bir ağaççık oluvermiş .

Mevsimi gelince şaşmış ,
Her yeri tomurcuklaşmış
Yapraklar dolanırken ,
Etrafında insanlar toplanmış .

Dalları uzamış meyveler vermiş ,
Çevreye mis kokular sermiş ,
Doğal görünümü muhteşem ,
Bizim ağaç mükemmelmiş .



Bilgisini , sevgisini , herşeyini ,
Paylaştıkça kemale ermiş ,
Tanıdınız onu değilmi ,
O çoook değerli ÖĞRETMENMİŞ ...

YİNE BİR ANLIK ESİNTİ...


DUYGUSAL VE KOMEDİ...tarzı bu şiiri ;
çooook değerli KARDEŞİM öğretmen GECE YE , sevgili öğretmen YEĞENİME ,sevgili öğretmen ARKADAŞIMA , ingilizce öğretmenime ,bende emeği geçen öğretmenlerime PAŞAMIN ANAOKULU ve ŞİMDİKİ öğretmenine ve ablacım ,dostuuum betül ve kendime öğretmen anne olarak hediye ediyorum...veeee tüm eğitici annelere...

19 Kasım 2008 Çarşamba

DİLE BENDEN NE DİLERSEN...


Yine uyku tutmadı; yatakta dön dön durdum. Masallardaki gibi olağanüstü yeteneğim olduğunu hayal ettim ve ben uçan halıya sahip oldum...Uçan halıyla; dünyayı dolaştım, uzak diyarlara gittim.Öncelikle sevdiğim insanları ziyaret ettim . Sonra kayak yapmaya dağlık yerlere sonra sıcak memleketlere denize gittim.Titanike bindim ve en uç güverteye çıkıp kollarımı açtım. Gökyüzünden dünyayı seyrettim. Safari oldum, avcılık yaptım. Afrika' nın ormanlarında gezdim. Mısır piramitlerine gittim. Hacca gittim....


ARTIK YORULDUM...Şimdi ben Alaattinin Sihirli Lambasından çıkan cinim; sen ne olmak ,neler yapmak,neye sahip olmak isterdin...


Haydi DİLE BENDEN NE DİLERSEN...sizleri günlük dünya sıkıntı ve bunalımlarından biraz olsun sıyırmak için bu oyuna davet ediyorum...ama uçan halımı vermem o benim :))))))


MAKSAT GÖNÜL HOŞLUĞU BUYRUN LUTFEN...


17 Kasım 2008 Pazartesi

KADIN BAHAR'DI
























Yaradılış misali, toprak ana oldu kadın ;
Ne verdiysen ,ne ektiysen, ondan mislini aldın;
AMA yağmur misali suladıysan ; rahmet nazarıyla baktıysan...
Sevgini, ilgini, ve azıcık vaktini , yürekten merhametini ;VEFANI;
Verdin mi ? BAHAR'DI...

Kadındı o kadın ; açardı , onun adı BAHAR'DI...
Çiçekler saçardı , meyvalar sunardı ;
Yaprak gibi savrulur, kokular salardı,
rüzgar da peşinden...
Etrafına bakardı; neşe , güzellik katardı ;
Gördün mü ? BAHAR'DI...

Kadın dı o kadın ; kokardı; onun adı BAHAR'DI...
Ne oldu ? Yine düşünüyorsun ;
Altındaki ve üstündeki yaşamaya çalışan canlıları ...
Tam tersi bu sefer; kurumuş ağaçlar, sararmış yapraklar,
Etrafın ne kadar zayıf, bakımsız ve acınacak ;
Kadındı o kadın; çaresizdi ; onun adı !...

Bakıyorsun hala bakınıyorsun ;
Ürkek bakışlar; titrek sesin; uzanıyorsun hala ümitle ...
Kime ? nereye ? ve niye ? BAHAR'DI...
Kadındı o kadın ; yıkıldı ; onun adı ! ...
Yoksa ! ... varsa !...evet kadının adı ! ...
ONUN ADI SON ''BAHAR ''DI !....

Not: Bu şiiri bir anlık duygu yoğunluğunda birdenbire yazıverdim. Yani bana aittir alıntı değildir.

NELER YAZSAM


Bloguma bakıyorum da uzun zamandır;bir şeyler yazamadım...gelin ayşeyi (eklentilerim de var) okurken ona yorum yaptım aynı anda yorumlarıma karşılık aldım ve biz kadınların ne kadar muhteşem bir varlık olduğunu , ne kadarda çaresiz olduklarını farkettim...ama bir şey daha vardı ;kadınlar her yönüyle olmazsa olmaz dı...kadınlar her demde; her yerde ; her durumda faydası olan olağanüstü insandı...bir den yatağımda düşünürken şiir döküldü dudaklarımdan hemen kalemi alıp karalayıp mısraladım...duygusal bir dokunuş ,diziliş ve yurek fırtınası bilmiyorum beğenilir mi?

9 Kasım 2008 Pazar

MUSTAFA KEMAL’İN KAĞNISI























Yediyordu Elif kağnısını
Kara geceden geceden.
Sanki elif elif uzuyordu, inceliyordu
Uzak cephelerin acısıydı gıcırtılar
İnliyordu dağın ardı, yasla
Her bir heceden.
Mustafa Kemal'in kağnısı derdi kağnısına
Mermi taşırdı öteye, dağ taş aşardı.
Çabuk giderdi, çok götürürdü
Elifçik Nam salmıştı asker içinde.
Bu kez yine herkesten evvel almıştı yükünü
Doğrulmuştu yola önceden önceden.
Öküzleriyle kardeş gibiydi Elif
Yemezdi, içmezdi, yemeden içmeden onlar.
Kocabaş, çok ihtiyardı, çok zayıftı
Mahzundu bütün bütün Sarıkız, yanı sıra
Gecenin ulu ağırlığına karşı
Hafiftiler, inceden inceden.iriydi Elif kuvvetliydi kağnı başında.
Elma elmaydı yanakları, üzüm üzümdü gözleri
Kınalı ellerinden rüzgar geçerdi daim;
Toprak gülümserdi çarıklı ayaklarına
Alın yeşilini kapmıştı, geçirmişti
Niceden niceden.
Durdu birdenbire, Kocabaş, ova bayır durdu
Nazar mı değdi göklerden, ne?
Dah etti, yok. Dahha dedi, gitmez
Ta gerilerden başka kağnılar yetişti geçti gacur gucur
Nasıl durur Mustafa Kemal'in kağnısı.
Kahroldu Elifçik, düşünceden düşünceden
Aman Kocabaş, ayağını öpeyim Kocabaş
Süs beni, öldür beni, koma yollarda beni.
Geçer, götürür ana, çocuk, mermisini askerciğin
Koma yollarda beni, kulun köpeğin olayım.
Bak hele üzerimden ses seda uzaklaşır
Düşerim gerilere iyceden iyceden.
Kocabaş yığıldı çamura
Büyüdü gözleri büyüdü, yürek kadar
Örtüldü gözleri örtüldü hep.
Kalır mı Mustafa Kemal'in kağnısı bacım
Kocabaş'ın yerine koştu kendini
ElifçikYürüdü düşman üstüne yüceden yüceden

Fazıl Hüsnü Dağlarca

Bu şiiri orta okula giderken okumuştum; öyle duygulanmıştım,heyecanlanmıştım ki hala o duyguları yaşıyorum...

ATAM!...
İnsan yağmur gibi olmalı herkesi ıslatabilmeli,
Rahmeti kuşanıp herkese merhamet etmeli,
İnsan sözünü yağmur gibi yumuşakça indirmeli kulaklara
Kırıp dökmemeli damla damla söylemeli ince ince sevmeli...
TIPKI SENİN GİBİ....
PAŞA ve BEN den ATAMA SEVGİLER...

3 Kasım 2008 Pazartesi

DERS DERS DERS




İlkokul 1.ci sınıf ne zormuuuş; bütün anneler sabırsız ,kızgın ve yorgunlar.Bende öyleyim psikolojım bozuldu.Paşaya son derece sabırlı davranırken,ters davranmaya, bağırmaya hatta bir tanePAT... cık yapmaya başladım... Ama dayanamıyorum ders yapmak istemiyor,ortalığı karıştırıyor ,ders yaparken; eli ,ayağı ,kafası hiç durmuyor; hele gözler inadına fıldır fıldır başka yerlere bakıyor...Tam derse oturuyoz bir sürü bahane ; susadııım, acıkttıııım, bi yere bakım geliyom ,tuvaletim geldi, kalemler düzineyle kalemtraşla açılıyor, ses duyuyor anne o ne? defter açılır kapanır ,o kitaba bakar bırakır,ötekine bakar,pc ye bakar ,tv ye bakar;ALLLAHHIIIM YETEEER bi tane pat ...



Son bir haftadır derslerin dahada yoğunlaşmasıyla derse ilgisini azaltan paşayı ;öğretmenide farketmiş ;tahtadaki dersini yapamamış ve yazılısı kötü geçmiş...yarın annen okula gelince benimle görüşsün demiş...



( tahmin ediyordum ve bekliyordum )



Ertesi gün okuldayız öğretmenle görüştüm paşaya çok kızdım ,parmak kaldırmıyor ve artık öncekiler gibi dersini bilemedi dedi. :(((((



Evde de ilgisinin olmadığını ,çocukların yoğun derslerden bunaldığını, cenazemizin olduğunu ve misafirimizin olduğunu ve ders yapmayı istemediğini söyledim ama bu hafta sonu onu düzene sokacağımı belirttim...



Öncelikle kendime söz verdim, çok sabırlı olacağım diye; derslerimizi yaptık ve sözümü tutttuuuum...



Paşacım sana kızıyorum ya ;uykudayken seni çoook öpüyorum ve vicdan azabı çekiyorum bana kızmıyon dimi bir taneeemmm bi daha pat yok anneciğiiimm...(İNŞALLAH:)))) )



UYKUCUUUK


Bir haftadır geç saatlerde yatıyorum; görümcemle sabahlara kadar oturup kahve ve net sohbeti yapmaktan uykular tatile diye çıktılar gidiş o gidiş...Akşam da yattım ; sabah 5.5 hala uyanıkım arada kalkıp mutfağa girip tıkınıyorum; yatıyorum,kalkıyorum uykumu bulamıyorum...artıkın bugun ruh gibi iken; misafirlerimi yolcu ettim, gene uyku yok... Blogumu çok özledim, artık pc de yalnız kalmışken yazayım dedim...


A bu arada İLAN verim :


UYKUMU ARIYORUUUUM HÜKÜMSÜZDÜR....(BÖHÜÜÜ)