30 Mayıs 2009 Cumartesi

DUDAK UÇUĞU


Blogları ziyarete çıktım; bakıyorum herkeste bir manevi yorgunluk:((

Bu durum bendede velhasıl olduğu için sıkıntıyı taşıyamayan ben şimdi patlak verdim...Nasıl bir gelişmedir bu; aniden üst dudağımda uçuk çıktı...

Bolca yenecekler ; Taze meyve ve sebze, deniz ürünleri,yağsız et, fındık, ceviz, badem ve tam tahıl ürünleri ( oh oh tamda benlik yiyecekler ya:(((

Uzak durulacaklar ;Alkol, kahve ve sigara ( ni dimek kahveden uzak durmak olmadııı; hadi anladık alkol, sigara yok daa)

Önlem alarak sağlıklı kalın· Güçlü güneş ışınlarından uzak kalın! ( oldu ; oldu hiç güneşe çıkarmıyım:P )

Dudaklarınızı etkili bir güneş kremi ile koruyun.( pekala yeter ki sen iste)

Aşırı rüzgar da dudakları çatlatabilir ve uçuklamaya uygun ortamı oluşturabilir. ( rüzgarlı havadada dışarı çıkmak yok başkaaa..P)

Geçirdiğiniz tüm hastalıkları tam anlamıyla tedavi ediniz. Soğukalgınlığı gibi”sıradan” hastalıklar da dudak uçuğuna yol açabilir. ( geçirdiğim hastalıkları tedavi etmekmi şu sıralar hasta olmadım şükür)


Ağır streslerden kaçının! ( eeeh uçuk nedenini buldum stres benim yaşam kaynağım o olmadan ben ; ben olmadan o yaşayamaz:(((

Rahatlatıcı egzersizler yapmaya çalışın. ( olur bir sorim)

Ağız ve diş temizliğine özen gösterin.( onu geç temizlikten yana özen çok)
Ben gidiyorum...nereyemi? tedavi uygulamaya...iyi geceler...

29 Mayıs 2009 Cuma

29-30 MAYIS


Bugün 29 mayıs İstanbul'un fethi; İstanbul'un islam devleteri açısından farklı bir özelliği de mevcuttu. İslam peygamberi Hz.Muhammed İstanbul'un feth edileceğini sahabelerine müjdelemiş ve İstanbul'u fethedecek komutan ve askerlerden övgüyle bahsetmiştir.

Bugün 29 mayıs Bendenizin evlilik yıldönümü 11. yılımız doldu..Bu gün sıradan bir gün değil en küçük halamın eşi vefat etti...Halam kendisi kanser hastasıdır ve yıllardır bu nalet hastalıkla uğraşır...doktorların halam için çok kısa ömür biçmesine rağmen eşi vefat etti...Allahtan kendisine rahmet diliyorum böyle bir günde Cuma gününde defnedilecektir...

Yarın 30 mayıs bendenizin doğum günü; geçen senede doğum günümde başka halamın eşini kaybettik...Tuhaf bir yaşam ben eniştemin senesi geldi diye düşünürken başka eniştemizi kaybettik...

Şimdiye kadar yakın çevrem ve arkadaşlarım benim doğum günümü 1 hazirana kadar kutlarlardı ama artık kutlanmak istemiyorum...KORKUYORUM...

Bu sıralar yine psikolojık yoğunluk dolusuyum..İki gün önce elime ulaşan Elif Şafak 'ın AŞK adlı romanını okumakla meşgulum...Böylesi bir eseri mutlaka ama mutlaka okuyun diyorum...Bu kitabı okurken notlarda alıyorum çünkü zihnimden hiç silinmesin diyorum...Sindire sindire okuyorum okurken bizimkiler beni rahatsız ediliyorlar ve sinir oluyorum...

Şimdilerde bir başkayım demiştim sürekli aklım kitapta ve ordaki zatı düşünüyorum...dün camdan dışarı bakıyor ve düşünceli haldeydim..eşim (karşıda yapılan binaya baktığımı zannedip) evin yarısı boya yarısı taşlarla kaplama yapıyorlar gibi birşeyler söyledi..kendime geldiğimde hangi ev dedim ben nereye bakıyorum ki ah sen benim gözlerimle hiçbir zaman bakmadınki...

Tekrar görüşmek dileğiyle hoşçakalın...

24 Mayıs 2009 Pazar

+ LAR




Geldim anacım blog yolunu kaybettim ; arayıp durdum ve sonunda yolu buldum:) eee sora sora Bağdat bulunurmuş:)

Çok işlerim vardı birde heyheyler başımdan eksik olmadı malum bensiz yaşayamıyorlar:P

Kayınvalıdemin taşınma telaşıda vardı gerçi ben sadece taşınacağı evi temizlemeye yardım edebildim.Hep eşim koşturdu + Bende kaldığı için ev de işlerim vardı..+ Paşamızın neyine gerekse 19 mayıs bayramı 2 gün tatil yok yetmedi extra 1 gün daha tatil (evde olunca pc nin yanına sadece tozunu alabilmek için yaklaşabiliyorsun:P) + çifte sınavlarım vardı harıl harıl ders çalıştım.Bu arada 2 kurstanda sertifika almayı hak kazandım...(gerçi ingilizce sınavını cuma günü olduk ama iyi geçtiği için kazanmış gibi gibi gibi düşünüyorum inş.)...+ eşim halaaaa evde dırdırdır... beyefendi pc de çalışmalar yapıyor + kardeşim GeCeyle dün halı yıkadık;yıkarken de bir yandan blog arkadaşları hakkında sohbet etmeden de duramıyoruz P..+ ayyy yazarkene fenalık bastı parmağım da bu arada yara zonk zonk zonk ...

Şu Paşanın yaramazlıkları epey arttı bir yandan okul;bir yandan babası onu iyice şaşırrttı inş. eşim işe girer de oğluşum düzelir; eh okulda naslısa yakında kapanıyor..

Yine yine küçük diyalog..

Paşa : Anne insanlar neden başka gezegenlerde yaşam var mı diye araştırıyorlar ?

Anlamıyorum ki zaten uzaylı ,canavar, yaratık, Halka (bir korku film)

diye birşey yok ki...

Annesi :Öyle şaşkın şakın oğluşunu dinliyor:PP

Paşa: Biz dünyada yaşıyoruz ama neden Jüpiter tüm gezegenlerden ve dünyadan büyük anlamıyorum..(teyzesinin aldığı kitapda gezegenleri inceliyoruz )

Annesi : Bende seni anlayabilsem Allah öyle yaratmış oğluşum...

Bakın sizlere Emre paşa görmeden gizlice birşey yazıcam...çantasında bir not kağıdı buldum yanında ki kız arkadaşıyla bunlar bir ara küsmüş bizimki konuşmuyor ama okuma yazmayı öğrendiler ya yazışmışlar hehehehe..kız artık buna ne soruyorsa ;

Bizimki; Emre Sudeyle konuşmuyor yazmış..

Sudenin yazısı; ama ben sana küsmedim tmm özür dilerim tmm küsmekten vaz geçtim tamam..

Vay kızcağız bizimki de az değil yani; öğrenemiyorum ki ne olduğunu söylemiyor gıcık..yaa böyle..

Neyse arkadaşlar aranıza katılıyorum sizleri çok özledim Öncelikle beni merak eden moonsuna teşekkür ederim.. hepinize kahve içmeye geliyorum; şekerli TÜRK kahvesi alim lütfen.:))

19 Mayıs 2009 Salı

ARMAĞANI HAKKIYLA TAŞIMAK

17 Mayıs 2009 Pazar

HAYATINIZ SEÇTİĞİNİZ KADINDIR..



Hayatınız seçtiğiniz kadındır...

Zevkli bir kadına rastlarsanız ZEVKİNİZ,

Biligili bir kadına rastlarsanız BİLGİNİZ,

Zeki bir kadına rastlarsanız ZEKANIZ gelişir.

HAYAT kat kattır.

Babil'in asma bahçeleri gibi kat kat yükselir ve bir terastan bir terasa sizi kadınlar götürür.

Ve bugün durduğunuz teras,

seyrettiğiniz manzara,

gördüğünüz hayat

yanınızdaki kadının terası,manzarası ve hayatıdır.

HAYATINIZ SEÇTİĞİNİZ KADINDIR...

11 Mayıs 2009 Pazartesi

HAYALLER MİMİ


Sevgili Nestal 'cik böyle bir mime davet edilmiş.Tam bizide davet edecekken aksilik ya işi çıkmış ve isim yazmayı unutmuş:P.P

Ehh hal böyle olunca ve çok da ısrar edince mime cevap vermek düştü...Saat olmuş Gecenin bir yarısı sabaha kadar yazmazsam darılır, kırılır, incileri dökülür...hehehehe...

Bu sabahtan başlayan duygusallık bütün gün anca boşaldı ve artık kendime geldim başlıyorum...

HAYALLERİM derken en önce oğluşumla ilgili hayallerim gelir...Hani derler ya görmemişin oğlu olmuş...P

-Oğlum büyüsün kariyerli bir işi olsun efenim; evi ,arabası,hanları hamamları olsun..

-Akıllı, güzel, marifetli, çalışkan, kaynanasının kahve saati geldiğinde istemeden şööle köpüklü kahvesini yapan,kaynanacığını el üstünde tutan

bir gelinim olsun:P

Gelelim bendenizin şahsi isteklerine:)

-Hayırlısıyla iyi maaşlı bir iş,

-Sakin bir kentte kafanı dinleyebileceğin ,denize yakın bir ev;

-Şu paniğimi yensemde, araba alsamda kullansam:P (lüküs araba olsun ama)

-Diyar diyar dolaşsam memleketimizi ve başka memleketleri gezsem, yesem ,içsem..

-Babamın bir atı olsaaa..(yaya gelmekten kurtulsa)

-Annemin de yelkeni olsaa...(aynen oda tabana kuvvet; spor yapıyor)

-Kardeşlerim yollarımı biliyorlar.hehehe..

-Hamama gitsem:P

-Sertifika sınavlarım var onları geçiversem.

-Hacca gidebilsem; hacı anne olsam...
-Bir değneğim olsa herkesin sıkıntısını yok etsem, yanlarına gidip rahatsız etsemsonra sıkıntısı geçince beraber kahve içsek...

-Ben en iyisi yatmaya gitsem; ayakta rüya değil yatakta görsem...

SİZLERE İYİ GECELER ANACIĞIMM BAYYYY...
Bende daha fazla sizi sıkmadan isteyen herkesi mimlesem...
GİDİYORUM..( Nestal yatmaya canım kahve içmeye değil)
YARIN İNŞ. sizleri gezicem paşa bir okula gitsin...
Gidiyorum,gidi..,git-tim..

10 Mayıs 2009 Pazar

ANNELER -HADİS-




Bir gün birisi Resulullah'a sorar: "Ben kime iyilik yapayım." Resulullah "Annene" der. Sonra tekrar kime diye sorduğunda tekrar "Annene" der. Adam tekrar sorar; Resulullah tekrar "Annene" der. Adam tekrar sorunca Resulullah bu sefer "Babana" diye cevap verir."[7]

Rivayet edildiğine göre birisi Resul-i Ekrem'e gelerek "Ya Resulullah, ben çok kötü işler yapmışım, acaba benim tövbem kabul olur mu? demiş. Resul-i Ekrem "Acaba annen veya baban yaşıyor mu? diye sormuş; o da "Babam yaşıyor" demiş. Resul-i Ekrem "Git ve ona iyilik et" buyurmuş. Adam çıkıp gittikten sonra, Resul-i Ekrem yanındakilere dönerek şöyle buyurmuş: "Keşke annesi olsaydı da ona iyilik etseydi; tövbesi daha çabuk kabul olurdu."[8]


EN BAŞTA KENDİ ANNEM OLMAK ÜZERE TÜM ANNELERİN ANNELER GÜNÜNÜ KUTLARIM...
MERHUM ANNELER İÇİN DE ALLAHTAN RAHMET DİLİYORUM
...

7 Mayıs 2009 Perşembe

ANNENİN GÖZYAŞLARI -HİKAYE-


Bu hikaye burdan alıntıdır çok güzel ve çok duygusal okurken hiç sıkılmayacaksınız...


Orta yaşlı kadın, evin içinde telaşlı bir haldeydi. Eşyaların yerini değiştiriyor, örtüleri düzeltiyor, arada bir mutfağa gidip pişmekte olan yemeğe bakıyor, tekrar salona dönüyordu. Sokaktan gelen her seste pencereye koşuyor, her duyduğu kapı zilinde de, başkasının zili olduğunu anlayıp üzülüyordu.Başka şehirde iş bulan oğlu, hem uzak yerde olduğundan hem de izin alamadığından 2 aydır gelememişti. Orta yaşlı kadın, büyük bir özlemle oğlunun gelmesini ümit ediyor, kulağı zil sesinde, ayak sesinde telaşla bekliyordu. Her anneler gününde, çocuğunun ona “Anneciğim, annler günün kutlu olsun” diyerek, boynuna sarılmasına öyle alışmıştı ki, sanki oğlu kapıdan giriverecek ve koşup boynuna sarılacaktı, sonra da onun için hazırladığı tatlılardan yiyecekti. Oysa oğlu geleceğini söylememişti ki. Kadın, boynu bükük düşündü,
“-ya gelmezse, ya izin alamadıysa.”
İçini özlem dolu bir alevin yalayıp geçtiğini hissetti. Kadın sabahtan hazırlığa başlamıştı.. Telaşlı halini gören eşi, sorup durmuştu;” Bu telaşın niye?” diye ama cevabını bir türlü alamamıştı. Sonunda da kadın; “-Bu gün evde işim çok, sen git-gez biraz” diye ısrar ederek, eşini rica-minnet dışarı çıkarmıştı. “Ya, telaşımın nedenini anlarsa, ya saatlerce beklediğim halde oğlum gelmezse” diye düşünmüştü. “Gelmezse” düşüncesiyle bir daha yüreği titremişti.Saatler geçip gidiyordu, öğlen olmak üzereydi;
“-Gelemiyorsan, bir telefon et bari, ‘anneciğim’ de..” İçinde sıkıntı armaya başlamıştı;
“-Anneler gününü kutlamak için bir telefon bile etmeyecek mi acaba? Ben böyle bekliyorum ama o belki hatırlamadı bile. ‘Gözden ırak olan, gönülden de ırak olur’ sözü anneler için de geçerli olur mu hiç. Olamaz canım, bir telefon eder en azından. Hoş telefon yetmez, özledim yavrumu, kara gözlerini, yaramaz gülüşünü. Hıh.. yaramaz, dediğimi duysa yine darılır, ‘Beni çocuk gibi sevme’ der. Sanki nasıl seveceksem…” Çocuğunu düşündükçe, onunla konuştuğunu düşündükçe yüzü gülüyor, farkında olmadan bir anda neşeleniyordu. Sonra duvardaki saate gözü takılıyor, yeniden durgunlaşıyordu.
“-Gelmeyecek, telefon bari etse..” diye düşündü istemeye istemeye. “-Sesini bari duymuş olurum”. Tam böyle düşünürken, cep telefonunun sesiyle irkildi, omuzlarında bir yorgunluk, bakışlarında bir burukluk telefona uzandı., ekranına baktı, arayan oğluydu.Sevinmeli miydi? sevinemedi. …acaba …acaba gelemeyeceğini söylemek için mi aramıştı. Telefonda kutlayıp geçecek miydi anneler gününü, sarılamayacak mıydı yavrusuna?Açtı telefonu;
-Alo..-Alo, nasılsın anneciğim?-Sağol yavrum, sen nasılsın?-İyiyim anneciğim.-Ne yapıyorsun, işler nasıl?
-Biraz zor oldu ama alıştım, hem bu şehre, hem de işe alıştım.
-Öyle mi yavrucuğum.Söylemiyordu işte ne telefonda kutluyordu, ne de gelmiyeceğini söylüyordu. Sonunda dayanamayıp sordu;
-İzin aldın mı yavrum?
-Evet anneciğim, izin aldım. Sen nerden bildin.
-Nerden mi, anneler günü için izin almadın mı?
-Ha, anneler günü doğru ya. Anneler günün kutlu olsun anneciğim
.-Sen sen.. bunun için izin almadın mı?
-Ah anneciğim, çok sevdiğim, benim için çok önemli bir bayanı görmeye gideceğimi söyledim. Şefim de izin verdi. Şimdi onun yanına gidiyorum.Orta yaşlı kadın durakladı, sesine hakim olmaya çalıştı.
-Öyle mi, nasıl biriymiş bu?
-Anneciğim, emin ol bana, senin daha önce yaptığın yemeklerden daha lezzetlisini, daha önce yaptığın tatlılardan daha tatlısını yapmıştır, beni bekliyor şimdi.
-Ben… şey… tamam yavrucuğum. Şey, umarım o da seni seviyordur.
-Sevdiğine eminim anne, zaten bu ilk iznimi sırf onu görmek için aldım. Babam nerde anne?
-Dışardaydı yavrum. Hah.. kapı çalıyor, sanırım baban geldi.
-Tamam anne selam söyle, ben de mis gibi kokuların geldiği, dünya da en çok değer verdiğim bir dünya güzelinin kapısındayım.
-Tamam yavrum, söylerim. Sonra yine ara yavrum. Allah’a emanet ol.Telefonu kapattı. Oysa ne kadar özlemişti oğlunu, ne kadar görmek istiyordu. Kapıya eli uzanırken, gözünden süzülen yaşlara engel olamıyordu.Kapıyı açtığında, boynuna atılan oğlunun
“-Canım anneciğim, anneler günün kutlu olsun!” diye bağırması sanki bir rüya sahnesiymiş gibi geldi. Oğlu;
“-Anneciğim, seni sevindirecek bir sürpriz yapayım dedim, lütfen ağlama” dese de, annesi sevinçten hıçkıra hıçkıra ağlıyordu.


Ahmet Ünal ÇAM

6 Mayıs 2009 Çarşamba

ÇİZGİ FİLM REKLAMLARI NEDEN KISA


Günlerdir doğru dürüst bloglara giremedim...Ailecek sırayla hastalandıktan sonra koşturmaktan ben yine tekrarladım...

Paşamızın 23 nisan bayramının ertelenmesiyle 28 nisanda töreni tekrar yapmak üzere okula gittik...Okul çocukları yürüyüş yapmak için dışarı çıktı ve 10 dak sonra aniden sağanak yağmurun etkisiyle saçak altlarına kaçıldı...Okula geri dönen çocuklar kimisi tören yaptı ama bizimki durur mu ? Doğru eve geldik:))

VE SORULAR..

-Anne 23 nisan böylemi yapılıyor..

-:))))

-Anne ayıların kolları neden uzun ayakları daha kısa?

-Ayı oldukları için P..(ne bileyim ya Allah öyle yaratmış)

-Anne kadınlar neden makyaj yapar erkekler yapmaz?

-Kadınlarda bir hormon var o hormonlar kadın aynaya bakınca devreye giriyor ve makyaj yapıyorsun...

-Hormonmu...annneee..

Bu tip sorulardan aklımda kalanları bunlardı..

Ders yapmayı hiç sevmeyen oğlumla başım belada...akşam ona ders yaptırmak için neler yapıyorum..Çizgi film seyrederken yanına gidiyorum tamam oğlum şimdi reklam aralarında dersini yap.

Tamam anne diyor reklam başlıyor..Tam bir cümle yazamadan reklam bitiyor ve anında kalemi bırakıyor...Akşam artık fenalık geldi .

-Neden ya bu reklamları kısa koyuyorlar;anlamıyorum bizim dizi kanallarında reklam çok uzun sürüyor diye söylendim ..

-AANNE biz çocukların sabrı KÜÇÜK olduğu için bize az reklam koyuyolar:))

Artık çıldırma günlerinde beni rahatlatmak için türlü yöntemlere başvuran oğlum; Kainattaki annelerin en güseli gibi dilleri döktükten sonra ben gevşiyorum ve ya ben seni neden bukadar çok seviyorum diyorum?

Cevap:

_Ne demişler EVLAT gibi yar olmazzzzz...






4 Mayıs 2009 Pazartesi

KIZLAR DAYANIŞMASI ÖDÜLÜ


Sevgili, ince düşünceli;Ayçacık bizi bu ödüle layık görmüşler...Aslında epey zaman oldu ama ancak yayınlayabildim: Neyse burdan çok şeyler öğrenmenin ve arkadaş edinmenin hoşnutluğu içinde blogumu beni izleyen ve yorum yapan herkese hediye ediyorum...Sevgiler...

SUSAM SOKAĞI



Sevgili Gülcan beni mimlemiş ve "Susam Sokağı Geri Dönsün Kampanyası"nı duyurmak istedim sizlere.Şimdiki çocukların etrafı tuzak dolu, radyasyon dolu, zararlı ışınlar dolu...Susam Sokağı'nın "gün güneşli insanlar neşeli.." diye başlayan melodisini duyar duymaz çılgın gibi koşup televizyonun karşısına geçerdim, bir de akşamüstü tekrarı olurdu onu da izlerdim!Susam Sokağındaki Hakan abi, Zeynep Abla, Tahsin Amca, Kırpık, Minik kuş ve esas bayıldığım kadrosu kurbağacık, kurabiye canavarı, kont dracula, açıkgöz, edi-büdü benim en sevdiğim karakterlerin başında gelirdi.Açıkgöz'ün burnu ve kulağı olmadığı halde kurbağacık'a gözlük satmaya çalışması, edi'nin "ama büdü ben çoook susadım" repliği, dağdan döne döne inen kızın melodisini, sevdiğim sayı 6... Sayıları, renkleri, şekilleri,kavramları çok iyi anlatırlardı. Görgü kurallarını, sevgi-saygı, sağlık-çevre kavramlarını da işlerlerdi.O kadar eğlenceliydi ki, şimdiki çocukların da susam sokağını yeniden izlemesi taraftarıyım ben,Yeni bölümleri satın almak masraflı vs ise arşivden çıkarabilir pekala TRT Çocuk kanalı...Saçma sapan şiddet içerikli çizgi film yerine, eğitici ve öğretici aynı zamanda da biz 80 kuşağı çocuklarının kalplerini çelici bir şeyler lazım!Eğer hala izlemek, anılarını canlandırmak ve çocukların gelişimine olumlu katkı sağlamak istiyorsanız lütfen bir tık buraya!

Bende ilgilenen herkesi mimliyorum ;Yapmanız gereken;Bu konuyu blogunuzda yazmak,gönderebildiğiniz kadar çok blogger'a bu mimi göndermek,ve TRT çocuk iletişim formuna link vererek pasladığınız kişileri mail atmaya yönlendirmek.Ve tabii blog yazarı olmayıp ta bizi takip edenler de. Sizler de yukarıda verdiğim linke tıklayarak Trt Çocuk Kanalı'na mail yollayın. Fazla vaktinizi almayacak emin olun...
AH BU ARADA YAZININ BİR KISMI FULL YAPRAKLARINDAN BİR KISMI SEVGİLİ GÜLCANDAN ALINTIDIR...ASLINDA BURDA BELİRTMEYİ UNUTMUŞ BULUNMAKTAYIM BU YÜZDEN YORUMLARDA BELİRTMİŞTİM VE RİCA ÜZERİNE FULL YAPRAKLARININ ARZUSUNU YERİNE GETİRİYORUM...

1 Mayıs 2009 Cuma

HERŞEYİ BİLEN KADIN


Bana gelen maillerin arasında ilginç bir mail vardı...Deneyin çok şaşıracaksınız...

İlginç sorularıyla aklınızda tuttuğunuz her ne ise onu biliyor...Çok KOMİK., EĞLENCELİ ve ENTERASAN...

Şu linke tıklayın size iyi eğlenceler...