31 Aralık 2008 Çarşamba

MUTLU YILLAR


Kardeşliğin doğduğu, sevgilerin birleştiği, belki durgun, belki yorgun, yine de mutlu, yine de umutlu, yine de sevgi dolu nice yıllara!

29 Aralık 2008 Pazartesi

HELE ŞÜKÜR


Hele şükür kar gördük diyeceğiz saat 15,30 sularında başlayan ani kar yeğenimle bizi dürttü.Yeğen msnde teyze hadi sahlep içmeye; neden olmasın dedim çıktık yola...Kar muhteşem yağıyordu; kaç gündür bilet alıcam bir türlü alamamıştım...Biletide aldım; sahlepi de içtik yolda gelirken hayaller kuruyoruz:))))
Bana bir trilyon çıkıyor (eski TL ile) ve ilk işimiz tatile gitmek oluyor her zaman Tekirdağ'a gittiiğimiz kadroyla neresimi ? Maldivler adası...öyle erkek filan istemiyoz paşamla dedesine izin var geri kalan kalsın...Artık orasının da altını üstüne getiririz...
Sonra iki üç tane süper lüx ev alıyoz ve bir de araba aslında önceliklede ihtiyacı olanlara yardım ediyorum tabiki...Para bitti bile yok ya bir trilyon az yetmiyor daha fazla çıksın diyecem ama fazla para da beni korkutur:)))) idare edicez artık evlerde azaltma yaparız ...
Öyle hayaller içinde konuşup gelirken Allahın sopası yok yeğen kaydı ( kardan) neyse ki düşmedi bizde aklımız başımıza topladık karlara baka baka geldik...

Bir lokma kar yağdı trafik felç oldu bile...Ah bu arada; 1 trilyon bana çıkacak çaktırmayın:))))

26 Aralık 2008 Cuma

İSTİKLAL MARŞI


Mehmet Akif Ersoy tarafından kaleme alınan bu eser, 12 Mart 1921'de Birinci TBMM tarafından İstiklal Marşı olarak kabul edilmiştir.

Mehmet Akif Ersoy İstiklal Marşı'nı, şiirlerini topladığı Safahat'ına dahil etmemiş ve İstiklal Marşı'nın Türk Milleti'nin eseri olduğunu beyan etmiştir...
Kazanan güfteye para ödülü konduğu için önce yarışmaya katılmak istemeyen Mehmet Akif Ersoy, Maarif Vekili Hamdullah Suphi'nin ısrarı üzerine, İstiklal Harbi'nin özellikle hangi ruh ve ideolojik çerçeve içerisinde verilebileceğini Türklere göstermek amacıyla, Ankara'daki Taceddin Dergahı'nda yazdığı ve İstiklal Harbi'ni verecek olan Türk Ordusu'na ithaf ettiği şiirini yarışmaya koymuştur.
Bu anlamlı yürekleri coşturan marşımız ne zaman okunduğunda içim bir tuhaf oluyor,gözlerim doluyor ve gururlu oluyorum...Okul dönemlerinde yıllarca okumuştuk, okul bitince bu duygulara ara verildi. Paşam okula başladığından beri bu duyguları tekrar yaşıyorum...Belgesel gibi topraklarımız uğruna canlarını feda eden onlara vefa borcumuz olan askerlerimiz, insanlarımız geliyor...Umarım haklarını helal etmişlerdir...
Dün yine marş okunurken okulda öğretmenlik yapanların ne kadar şanslı olduklarını düşündüm.( Tabi aynı düşünceleri yaşıyorlarsa:(( ) Bir de bazı duyarsız velilerin konuşmaları hareketleri olmasa; onlara öyle kızıyorum ki saçlarını yolasım geliyor.İki dakika saygıda duramıyorlar ve onları şiddetle kınıyorum...

24 Aralık 2008 Çarşamba

KAR YAĞIŞI TATİL ÜMİDİ


Karın yağacağını duyan paşa dört gözle bugünü bekliyordu.Tatil geleceğini ümit eden paşa sabah uyanınca hemen cama koştu...Nerde kar diye çığlık attı hani; E oğlum yağıyor ya dedim...
Ama onun istediği kar yoktu tatil yoktu. Okula gitmesine bir saat var; ya kar yağsın ve tatil olsun deyip durdu...Nete girdik ve tatil olacak mı? kar yağacak mı? diye boş ümitle bekledik durduk ve okula gitmek zorunda kaldık...
Aslında onu çok iyi anlıyorum derslerden bunaldı ama halinede gülmemek için zor duruyordum...Paşa dedim; biz küçükkken kar yağsın diye hep beklerdik aynı senin gibi ama kar da inadına hafta sonu yağardı c.tesi- pazar oynar p. tesi okula giderdik dedim. Şansımıza böyle denk gelirdi... Paşam gülmeye başladı ... gül gül ya sizinde öyle olursa dedim...
Bir kaç gün önce bana su siparişi vermiştim bidonu açarken sordu;
paşa : anne su nasıl oluşur ? ( nasıl açıklayım derken )
ben : H 2 O dedim
paşa: o ne be anne ?
ben: 2 hidrojen bir oksijen :)))))
paşa : 2 tane ne ne ne ne dedin öyle
ben : :))) kimya da bir element; suyun oluşmasını sağlayan element büyüyünce hep bunları göreceksiniz dedim...
Paşa : anne yaaa git işine YAĞMURDAN OLUŞURRR YAĞMURDAN...YAĞMURDA BULUTTAN YAĞAR...
BEN :))))) ( bir yandan da şaşırdım yağmur hiç aklıma gelmemişti((( )

22 Aralık 2008 Pazartesi

MERAK MERAK MERAK

Fazla merak iyi değildir bu yüzden meraktan çatlasam dahi bazen merak etmemiş gibi davranırım.Ama paşa nın merakı;bilgi açlığı olan merak cinsi ve bu merak onu hırslandırıyor.
Uzun zaman dır hocasına soramamıştım durumunu; ve bugün sorduğumda bu ay düşüş var dedi...Sorun söylenen kelimeyi veya cümleyi yanlış yazmada idi...Ben paşadan başarı bekliyorum dedi... (Bunu farkındayım zaten ders yapmada zorluk yaşıyoruz ve o kadar çok kelimeler çoğaldı ki haliyle karıştırıyor) ...AMA okumamız gayet iyi en azından onda problem yok ve arkadaşlarıyla ilişkiside çok iyiymiş buna sevindim.
Okuldan gelirken konuşuyoruz yağmur yağıyor anne dedi bugün hiç dinmedi deprem olmaz dimi?
Olmaz oğlum dedim...( depremin nedenlerinden birini yoğun yağışların açtığı afetlerden kaynaklandığını ve yeraltına sızan suların çatlak olan tabakayı kayganlaştırdığını ve kayaların yerine oturmasıyla zelzelenin oluştuğunu söylemiştim vs...) bu kadar yağan yağmurda karıncaların bile ölmeyeceğini söyledim...(yani zarasız bir yağmur)
Daha neler anne dedi ;bu yağmurda karıncalar boğulur .
Bende yok canım boğulmaz yağmurdan kaçmıştır onlar yüzerler :)))Hem onlar yağmur yağacağını biliyolar ki ...
Şaşıran paşa sordu :nasıl biliyorlar peki?
(!!!!!uff) Hissediyorlar ve haberleri dinliyorlar dedim...
bastı kahkahayı... ANNEEEE onların tv leri mi var?
Belki vardır dedim ::)))))
Yani şakayla karışık komedi yaptık eve gelince de ilginçbir soru ya ilginç cevabı o verdi buyrun:
Anne ağaçlar yıkılırsa ne olur.?..( uff gene soru; ne olur şimdi uzun uzun anlat dur )
bişey olmaz dedim :(işim var dı cevap vermek istemedim ama uyanık cevaba bakın:)
NEFES ALAMAYIZ!!!!!! (aslında onu anlatacaktım ama uzun sürer diye anlatmadım kısa ve özü varmış meğerse:))))...


20 Aralık 2008 Cumartesi

TAKILDIK KALDIK


Bayram çoktan bitti; bizim blog hala bayram kutluyor.Ge Ce kardeşimin yüzünden öteki bloga takılıyorum onunla haşır neşirim...Yoğun geçen bayram ve tatilin acısı şimdi çıkıyor.Griplere yakalandık paşamda öksürüyor:(( derslerin yoğunluğu da bizi yoruyor ama artık paşam okumayı söktü ve onun sevincini yaşıyorum...Emeklerimin meyvasını toplamaya başladım.:)))Analitiklere baktım hala takipte olmanın sevinciyle bloga ne yazıcağımı düşünüyorum...ne yazsam ne yazsam yada hangi birini yazsam...

En iyisi paşamın beni uyuz eden sorularını yazayım; gene cevaplarım var ama enterasan cevaplar:)))
Evde anormal büyüklükte akvaryum var bana dün paşa sordu ;anne hangi balık dişi hangisi erkek biliyormusun?
Bilmiyorum..
Kuyruklarından anlaşılır dedi.Uzun kuyruklular erkek ve kısa kuyruklu olanlar dişi balıklar.
Paşam wc deyken aklına gelen bir soru; anne bacaklarım ne güzel pürüzsüz ama popom niye pıtırcıklı ? cevap yine yok:(((
Bir haftadır aynı soru: deprem ve zelzele nasıl oluşur?...Onları anlattım ama konunun içinden de sorular üretiyor yine anlatıyorum yine soruyor.
Anne ; deprem olmaz dimi?
Olmaz oğlum diyorum;
Ya olursa ?
İnşallah olmaz ama herşey Allah tan diyorum tane tane anlatıyorum...

Paşa şu anda uyuyor ;Hafta sonu tatiline girmiş olmanın keyfi üzerinde bakalım bugün nelerle karşılaşacağız...

6 Aralık 2008 Cumartesi

KURBAN BAYRAMINIZ HAYIRLI OLSUN





































Kurban bayramı yaklaşıyor ve herkesin bayramını canı gönülden kutlarım...Bu kurban bayramı herkesin olduğu gibi benimde içimi burkuyor. Etleri mideye götürürken iyi oluyor o ayrı konu tabi...
GÖNLÜN HOŞ TATLI OLSUN
MİDEN LOP LOP ET DOLSUN
CÜZDANINI MAHALLE BÜCÜRLERİ SOYSUN
BAYRAMIN MÜBAREK OLSUN...








5 Aralık 2008 Cuma

KONUŞUYORUZ AMA NEYİ KONUŞUYORUZ


İnsan ne kadar yüce ve nankör bir varlık; yaradanın bizlere bahşettiği nimetlere ve kıymetini bir türlü bilmediğimiz vucudumuza sahip çıkamıyoruz. Kaybedince anlıyoruz herşeyin kıymetini...Birşeyler çabalıyoruz ve kendimize hak eden değeri veremiyoruz ... Bunu da karşıda ki insandan bekliyoruz. O insanda senin ruh halını ve durumunu anlayamayamıyor tabiki haliyle de kendine ettiğini karşıdan da bulamayınca üzülüyor; iki kere haksızlık etmiş oluyorsun. Aynı şeyleri sende karşındaki insana yapmış oluyorsun; belki bilerek belkide bilmeyerek tıpkı sana yapılan da olduğu gibi...
Düşünüyorumda içinden çıkılmaz bir durum alıyor ve her zamanki gibi ALLAH düzene sokuyor.Kainatta; yerde ve gökte yaratılan nimetin, güneşin , ayın, yıldızlar, gezgenlerin ve her yaradılışın işlevi düzensiz , kusursuz işleyiyine hayran kalıyorum...
Bir yap boz alıyorum elime o parçayı yerine koymazsam tablo ortaya çıkmıyor ; o parçayı nereye koysam diye düşünürken öteki parçaları da koymam gerektiğini düşünüyorum. Ama yapana kadar bir hayli zaman ve düzeltmeye çalışırken ötekilerin bozulması gibi çok karmaşık bir durumla karşılaşıyorum ve anlıyorum ki;
ALLAH o kadar büyük ki; bu kainatı nasıl yarattı? nasıl oluyor da herşey sistematik bir şekilde işliyor? tabi kapasitemiz kısıtlı olduğu için ; içinden çıkılamıyor...Öyle hayran oluyorum ki; bütün kainat düzenli bir şekilde hareket halindeyken aynı anda hepsi yerine oturuyor. Sanki yap bozun bütün parçaları yerine oturmuş gibi. Zamanla bana yapılan haksızlıkların da aslında bilinçli olmadığını irade dışı bir şey olduğunu farkediyorum ve netice bir şekilde mükafatlandırılıyorum.
Ben mükafatlanırken haksızlığı yapanlar da tersi durumda acılarını çekiyor ve dünyanın sistematik işleyişi bir şekilde devam ediyor...
Her halde ve her zaman sana hamd olsun ;ve senden afiyet diliyorum...



3 Aralık 2008 Çarşamba

ARTIK OKUYORUZ AMA NEYİ OKUYORUZ


Paşamızın yoğun dersleriyle boğuşurken, eh benim ingilizce kurs eğitimim , evin temizlik işleri , bir türlü doyuramadığım paşa ve eşimin yemek dertleri , blog merakları , azıcık pc oyunları derken zaman geçip gidiyor...
Paşam okumaya başladı; aslında öğrendiği her harfle birlikte sözcükler oluşturuluyor ve direk okumaya geçiliyor yeni el yazısı sistem eğitimini gören bilir...Öğrenilen harfler çoğaldıkça kelimeler, cümleler çoğalıyor ve hikaye kitapları okunuyor...Bu sabah ki dersimizde hikaye okuma üzerine idi. Gelelim hikayeye ;
Kurt kemer taktı,
Tilki kulaklık taktı,
Tırtıl yukarı tırmandı ,
şimdilik bu kadar yeter ve resimlerle ezber yapıyoruz ...Bir an kemeri takan tilki ;kulaklığı takan kurt oluyor;tırtıl yukarılara çıkıyor ...oğluuuuum;
kemeri takan kurt, tilki değil; kulaklığı takan da tilki; tırtıl da yukarı çıkmıyor tırmanıyor :((((
neden ki hikayeyi biz de uyduramazmıyız ????

Bu arada küçükken bildiğim şu anda unuttuğum soruları paşa soruyor...
Anne ; yarasalar neden baş aşağı duruyorlar???
Anne ; uçaklar nasıl kalkıyor??? ( tamam anne yanıtlama teyzem kitap alıcak okursun:))) )
Ge Ce teyzesi ona yanardağların oluşumu hakkında kitap aldı onu bitirdik ve serisini bekliyoruz..:evimizin heryerinden kitaplar çıkıyor ve okuyoruz ama malesef kendi aşk romanlarım duruyor okuyamadım:(((
Paşanın öğretmeni çocukları okumaya teşvik amaçlı olsun diye; minik yapışkan gülenyüz veriyor buda onları hırslandırıyor ve paşamın gülenyüz alma hevesi sayesinde okumaya , derslere olan ilgisini arttırıyor. Aynı zaman da durgun çocuk olan paşa daha aktif hale geliyor.Bu konuda öğretmenimizin bu davranışını tüm veliler olumlu karşılıyor ve tebrik ediyoruz...

KONU BULAMADIM DAHA DOĞRUSU FIRSATIM OLMUYOR BARİ İÇİMİ DÖKEYİM DEDİM....